11 Ekim 2011 Salı

Riva geliri nereye?

Tünelin ucundaki ışığa ulaşmanın en kestirme yolu mu, yoksa 1998 yılından bu yana öyle gösterildiği için mi bilinmez; Riva Projesi, Galatasaraylılar tarafından hep can simidi olarak görüldü.

Nitekim mevcut yönetim, kasaya girecek sıcak parayla kulübün sırtındaki borç kamburunu büyük ölçüde zayıflatmak, böylece kısıtlı hareket imkanını genişletmek amacında.

Başkan Ünal Aysal'ın açıklamalarına bakılırsa, camiaya yeni gayrimenkuller kazandırmak da hedefler arasında. Zira Riva'dan beklenen asgari gelir 370 milyon lira.

Son günlerde ihraç istemiyle Disiplin Kurulu'na sevk edilmesiyle gündeme gelen eski yönetici Işın Çelebi, kendisiyle Şubat 2010'da yaptığım tele röportajda "Riva arazisinde 833 villa yapılacak. Bu projeden 2 yılda 200 milyon dolar gelir bekliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Ünal Aysal ise Pazartesi günü Milliyet Gazetesi'ne verdiği demeçte, bir ay içinde karar vereceklerini ve en az 220 milyon dolar gelir beklediklerini söyledi.

Rakamlar birbirine yakın. Yani geçen zamanda Riva arazisiyle ilgili hedeflerde büyük bir değişim yaşanmadı. Ancak Galatasaray için söz konusu sürede her şey aynı kalmadı.

Öyle ki Şubat 2010'da sarı-kırmızılı kulübün toplam borç-alacak farkı 312 milyon 309 bin 739 lira, yani 204 milyon 124 bin dolardı.

Eylül ayı olağan Divan Kurulu Toplantısı'nda ise bağımsız denetimden geçmiş mali rapora göre, 31 Mayıs 2011 itibariyle borç-alacak farkı 322 milyon dolar.

Dudak uçuklatacak bir borçlanma; 118 milyon dolar. Günümüz döviz kurunda 216 milyon lira. Bir başka deyişle, Riva gelirinin yüzde 60'ı.

Kimilerine toz pembe görünen fotoğrafa bu açıdan bakıldığında, Riva'nın kulübe getireceği yüksek rakamdan çok şaşkınlık yaratacak derecedeki borçlanma hızı önem kazanıyor.

Zira 'artık kesin' dense de henüz mali tabloya dahi işlenmesi mümkün olmayan paradan, yarıdan fazla bölümün son 1.5 yılda zaten harcandığı gerçeği ortaya konabilir.

Kongreden alınan yetkiyle, eldeki değeri satıp geleceğe umutla bakmanın gerekliliği tartışılır. Tabii ki mantıklı bir yöntemse adım atılır. Ancak uzun vadeli çözüm kuşkusuz bir daha aynı tabloyla karşı karşıya kalmamak olacaktır, tartışılmayacak kadar net gerçek budur.

Hiç yorum yok: